
Şekerin zararları malumunuz efendim, söylüyoruz, söylüyoruz, yılmıyoruz söylüyoruz. Ama görüyoruz ki, Türkiye’ de şekerli içeceklerden kaçan insanlar hızla “diyet” diye tabir edilen “tatlandırıcılı” yani “aspartam” lı ürünlerin kucaklarında buluyorlar kendilerini.
Şimdi sizden ricam mutlak suretle, içinde şeker olabileceğini düşündüğünüz ama “light” ya da “diyet” ibaresi olan ürünlerin arkasını çevirip okumanız. Etiket okuma alışkanlığı geliştirmeniz sağlık için önemli. Zaten, mesela dandik bir diyet bisküvide dahi tatlandırıcı olduğunu göreceksiniz ya da 1 kalori diye lanse edilen içeceklerin aslında aspartam ile yani tatlı olan ama kimyasal ve sonradan yapılan “şey” ile tatlandırıldığını göreceksiniz. Sizin sağlığınız sizden başka kimse ya da bir kurum tarafından önemsenmez unutmayın.
Nedir Aspartam?
Öncelikle aspartam nereden çıktı bir bakalım; bu illet 1965 yılında bir ilaç firması tarafından kazara bulunmuş Amerika’ da. Sonra da “e tatlı bu, hem de kalori de yok, biz bunu gıda firmalarına pazarlayalım” demişler. Bu da tam şu yazımda detaylıca anlattığım Amerika’ nın yani dolayısıyla dünyanın şekere yöneldiği ve kilo almaya başladığı zamanlara denk geliyor. O günden bu güne 900 ‘ üzerinde araştırma yapılmış ve aspartama yönelik gerçekler kanıtlanmış. Ancak bu gün dahi aspartam’ ın kullanımında her hangi bir kısıtlama yok.
Aslında aspartam en yaygın kullanılanı olması ile tatlandırıcıların genel ismi gibi olmuş. Bir çok farklı tatlandırıcı var temel olarak hepsinin içeriği hemen hemen aynı. Sukkaroz, E951, E950, sakarin, asesülfam gibi. Bu lanet şeyler, insan icadı, “0” kalorili yani enerjisiz. Ama sofra şekeri diye tabir edilen rafine şekerden 200 kat daha tatlı, sahte bir şeker. Gözünüz gibi baktığınız çocuklarınızın beslenme çantasına koyduğunuz meyve sularında bile mevcut.
Aspartam (Tatlandırıcı) Neden Zararlı?
İçeriğinde yer alan maddeler ki şimdi bunlardan bahsetmeyeceğim (isteyen googlelayabilir) bir çok hastalığa neden olduğu gibi, aslında kilo vermemiz için yardımcı olarak lanse edildiği halde kilo aldıran da bir katkı maddesi. Ama kilo en son derdiniz olsun sevgili okur, aspartam gibi tatlandırıcılar direkt olarak sinir hücrelerine saldırıyor. En yaygın görülen şikayet migren, yapılan çalışmalar sonucu görülen hastalıklar ise, parkinson, epilepsi , lenfoma, melonoma, beyin tümörü, beyin kanseri. Söylemesi bile kötü şeyler öyle değil mi?
Bu konuda yapılan en kapsamlı ve uzun süreli deney 22 yıl boyunca Harward üniversitesinde yapılmış. Her gün, günde 1 adetten fazla tatlandırıcılı içecek tüketen herkeste bu hastalıklar görülmeye başlanmış. Farelere verilen aspartam sonucu fareler beyin tümöründen muzdarip ölü bulunmuşlar.
Ne Yapalım?
Öncelikle derhal, diyet içerikli içecekleri bırakalım. Çayınıza, kahvenize hala tatlandırıcı atmaya devam ediyorsanız, onu da derhal bırakın. Azaltmak kaydı ile bal eklemeye başlayabilirsiniz. 1 kaşık, sonra yarım kaşık, sonra çeyrek, son hiç. Tatlandırma fikrini aklımızdan çıkarırsak her şeyin tadını almaya başladığımızı göreceksiniz.
Sonra, marketten alış veriş yaparken içinde tatlandırıcı olmasından şüphelendiğiniz her şeyin arkasını okuyun. Eğer varsa almayın.
Devlet Ne Yapıyor?
Açıkçası pek bir şey yapmıyor. Sadece gizlenmesini engelliyor, firmalar bu gibi ürünleri kullandılarsa etiket üstünde belirtmek zorunda kalıyorlar ama az evvel zero kolaya baktım, üstünde hiç bir şey yazmıyor. Demek ki bu zaruret de uygulanmıyor..
Ama bu bizim devlete özel değil, başta bu işin mucidi ülkenin aşırı hümanist devleti bir şey yapmıyor. Amerika’ da her gün onlarca kişi FDA denilen sağlık kurumuna şikayetlerini iletiliyor ve bu maddenin gıdalardan çıkarılmasını, içeriğinde aspartam ve diğer tatlandırıcılar içeren tüm ürünlerin toplatılmasını istiyor. Hal böyleyken, er ya da geç bu dava kazanılır.
Ama o vakte kadar kendi yapmadıklarımızdan sorumluyuz sevgili okur. Derhal, bu zıkkımı içeren gıdaları hayatınızdan çıkarın. Yemek yanında ayran için mesela, ayran güzeldir.
Aşağıdaki video ingiliççe ama güzel, buyurun izleyin.